İnsan biyolojisi oldukça etkileyici ancak bizi sınırlıyor. Hasta oluyoruz, yaşlanıyoruz ve dünyanın bize verdikleri ile sınırlıyız. Ama artık bunlarla kalmaz. Biyolojik bilgiler gün geçtikçe genişliyor, insan vücudunu geçen 20 yıldan daha iyi biliyoruz. Teknolojik gelişmeler sağlık alanını da etkiliyor. Teknolojik gelişmeler sırasında yapılan robotların boyutları gün geçtikçe küçülüyor. Bu durum sağlık alanında çözülemeyen problemlerin çözülmesi için bir ışık tutuyor. İnsanlık yakın gelecekte 2.0 adını vereceğimiz bir çağa doğru koşuyor. Hatta bazı girişimciler bu çağa bir adım attılar. Bunlardan biri olan Coventry University`de sibernetik profesörü Kevin Warwick, dünyanın ilk “cyborgu” olduğunu iddia ediyor. 1998 yılında temas etmeden kapıyı, ışıkları ve bilgisayarları çalıştırdı. Bir kaç yıl sonra bu teknolojik gelişmeyi geliştirerek koluna silikon bir yongayı implantladı. Bu sayede tekerlekli sandalyeyi kontrol ediyor ve biyonik kolu hareket ettirebiliyordu. Hatta Amal Graafstra adlı bir Amerikan vatandaşı iki elinde bu implantı taktırdı. Bu sayede motorunu elleriyle çalıştırabiliyordu.
İnsan Vücudunu Hackleme Yöntemi
Bu teknolojik gelişmeler bilinen evrendeki beynimizi de ilgilendiriyor. Bahsettiğimiz implantları beynimize takarsak eğer kullanamadığımız gözümüzü kullanabilir, duyamadığımız kulağımızdan duyabilir veya hareket ettiremediğimiz el ve ayaklarımızı hareket ettirebiliriz. Sadece implantlarla beynimizi bunlara ikna ederek. 2014 yılında Brezilya Dünya Kupasında, Miguel Nicolelis göğsünden aşağı tamamen felçli bir vücudu olan Pinto, Nicolelis kendi yaptığı zihin kontrollü dış iskeleti ve Pinto `nun beyin dalgalarını algılayan başlığı sayesinde ayağa kalkıp resmi topa vurdu. Bunca teknolojik gelişme en başta kanser olmak üzere ölümcül hastalıkları tedavi edebilecek mikroskobik robot doktorlarını gelişmesini sağladı. Vücudumuzun içinde milyonlarca bizi koruyan minik doktorların olduğunu düşünürsek bu doktorlar vücudumuzun içinden kanseri temizler, vücudumuza dışarıdan bulaşan hastalıkları da temizler. Vücudumuzu sağlıklı tutabilmek için toksinleri temizliyor ve patojenleri öldürüp hastalıklardan korunmamızı sağlıyor bu minik robot doktorlar. Bilim insanları ve matematikçiler bu minik robot doktorları insan vücuduna sokabilmek için iğne deliğinden insan vücuduna geçirilebilecek kadar küçük olmasına nanoteknoloji diyorlar. Kulağa imkansız geliyor olabilir.
Ancak zaten vücudumuzda bizi sağlıklı tutan şeyler var. En basit örnek, insanın hücrelerinde bulunan ribozom. Ribozom insan hücrelerinde malzemeleri oluşturma, birleştirme, paketleme, hücre dışına veya içine taşıma gibi görevleri yapar. Bu teknolojiyi hayata geçirebilmek için nanaoteknolojik aletleri ribozomun boyutlarına getirip çalışmasını sağlamalıyız. Bu üzerinde çalışılan bir teori, ancak bu teoriyi gerçekleştirebilmek için engelleri aşabiliriz. Bu güzel teknolojiyi eğer yapabilirsek virüslere karşı, kanserle mücadele, kemik tamirleri, kalp onarımı ve daha genç görünebilmemizi sağlayacak bu teknoloji şimdiden heyecanlandırıyor
Bu nanoteknolojik gelişmeler bazıları ameliyat ediyormuş gibi uzaktan kumanda ile kontrol edilebilinir. Bunu düşünen bilim insanları, bu nanoteknolojiyi ilaç gibi kullanıp, ilacın yaptıklarının daha iyisini yapmamızı sağlayabilecek bir teknolojiden bahsediyor. Nanoteknoloji sayesinde haplar yerine nanoteknolojik ilaçlar kullanabileceğiz. Üstelik kanseri bile bu nanoteknolojik ilaçlar sayesinde temizlenebileneceğini düşünenler var. Bu minik doktorların nasıl yapıldığını sorarsanız oldukça zor. Bunun için atomlar inşa ediliyor, istenmeyen atomlar tıraş edilip çıkartılıyor. Bir heykel yapıyormuş gibi aşağıdan yukarıya veya yukarıdan aşağıya inşaat ediliyor. Bu nanoteknolojik robotları yaparken kullandığımız makinelerin oldukça büyük olması bu işi daha hassas ve zor gözüktürüyor. Bu işlem yerine hala teori aşamasında ama etkileyici olan bir seçenek daha var. Nano boyutta parçacıkların nasıl birleşeceğini bir kere kontrol edebildiğimizde artık seçenekler sonsuz. Hatta ortaya çıkan yapı çok detaylı ve hassas oluyor. Bu nedenle nano inşaatın geleceğinin bu şekilde olacağı öngörülüyor. Nanoteknolojiyi sadece sağlık alanında değil birden fazla alanda kullanabiliriz. Nanoteknoloji sadece bunlarla kalmayıp günlük hayatta kullanılabiliniyor. Mesela nanoteknoloji ile üretilen çoraplar, ter ve pis kokuyu nano robotlar sayesinde temizleyebiliyor. Kendi kendini temizleyen camlar, camın üzerine sadece birkaç nanometre kalınlığındaki bir titanyumdioksit film ile kaplandığında camın kendi kendini temizlemesi mümkün oluyor. Kaplama çözünerek kiri parçalıyor, yağmur yağdığında cam temizlenmiş oluyor. Nanoteknoloji hala gelişmeyi bekleyen, heyecan verici bir teknoloji.