GİMDES Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, ‘Bütün etkinliklerde öncelikli hedefimiz, İslam ümmetinin şuurlanmasıdır.’ dedi.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Derneği (GİMDES) Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, “Kurulduğumuz günden bugüne, yaptığımız bütün etkinliklerde hedefimiz, İslam ümmetinin birinci etapta şuurlanması, bilinçlenmesi ve helal yaşam sisteminin gereğini yerine getiren bir ümmet haline gelmesini sağlamaktır.” dedi.
Dünya Helal Konseyi (WHC) ve Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Derneği (GİMDES)’in ev sahipliğinde, 28-30 Ekim tarihleri arasında İstanbul Bağcılar’da bulunan bir otelde gerçekleştirilen “Uluslararası Helal ve Tayyib Ürünler Konferansı”nda, Kur’an-ı Kerim’e göre helal ve tayyib ürünün nasıl olması gerektiği ve sofralarımıza kadar gelen ürünlerin hangi aşamalardan geçerek bize ulaştığıyla ilgili bilgilere yer verildi.
Konferans hakkında İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan yetkililer, konferansın yapılmasındaki amaç ve hedefler hakkında önemli açıklamalarda bulundular.
Toplumu helal ve tayyip yaşamı bozan davranışlardan kurtarmak için 2005 yılında kurulduklarını ve bu yönde çalışmalar yaptıklarını ifade eden Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Derneği (GİMDES) Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, kuruldukları günden bu yana İslam ümmetinin şuurlanması için etkinlikler yaptıklarını söyledi.
Büyüközer, “Kurulduğumuz günden bugüne kadar ister denetim, ister sertifikalama, ister konferans, seminer, fuar gibi yaptığımız bütün etkinliklerde öncelikli hedefimiz İslam ümmetinin bilinçlenmesi ve helal yaşam sisteminin gereğini yerine getiren bir ümmet haline gelmesidir. Kur’an-ı Kerim helal ve tayyib olanı bize tavsiye ediyor. Yaptığımız bu hayırlı hizmetlerden dünyadaki bütün insanların istifade edeceğini düşünüyoruz. Allah’ın (Celle Celaluhu) ipine hep birlikte sarıldığımız takdirde güzel bir dünya oluşturabileceğimize inanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
Yaptığı konuşmada birlik vurgusu yapan Büyüközer, Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) “Doğudaki bir Müslümanın ayağına diken batsa ve bu acıyı batıdaki Müslüman duyarsa işte onlar mümindir,” hadisi şerifini hatırlattı.
Büyüközer, “Bugün doğuda Müslümanları katlediyorlar, çocukları öldürüyorlar. Batıdaki Müslümanlar acaba buna ne kadar duyarlı? Öbür tarafta acaba doğudaki Müslüman da batıdakinin acısını ne kadar yaşayabiliyor. Bu ayıptan bir an evvel kurtulmamız gerekiyor. Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu mesajına canı gönülden bütün Müslümanların inanması ve bu yönde çalışmalarını sürdürmesi lazım. Çünkü Müslümanlar sadece kendine Müslüman olamaz. Bizim dinimiz kurtulmak istiyorsanız kurtarın, kurtarmıyorsanız siz de kendinizi kurtaramazsınız.” ifadelerini kullandı.
“Amacımız İstanbul’u bu işin merkezine koymaktır”
Dünyada birçok helal sertifikalandırma kurumunun bir çatı altında toplandığını söyleyen World Helal Konsolu (WHC)10’uncu Helal ve Tayyib Konferansı Koordinatör Yardımcısı Gıda Mühendisi Mustafa Avcı, World Helal Konsolu’nun ilk olarak 1999 yılında Endonezya’da kurulduğunu ve daha sonra GİMDES’in samimi çalışmalarıyla başkanlık ve sekretaryasının İstanbul’a taşınarak buradan yürütüldüğünü söyledi.
Avcı, “Bu yıl helal ve tayyip ürünler konferansının 10’uncusunu yapmaktayız. Bu konferanslarda toplamda 5 oturumda 20 konuşmacı sunumlarını gerçekleştiriyorlar. Genel olarak konuşulan konular helal ve tayyib kavramı üzerinedir. Allah-u Teala, Kur’an-ı Kerim’de helalden bahsederken tayyib’i de zikrediyor. Dolayısıyla biz buradaki mesajın daha iyi anlatılabilmesi adına uluslararası camiadan yaklaşık 40 ülkeden davetli katıldı. Alanında uzman 20 konuşmacı sunumlarını gerçekleştirdi. Yine WHC’nin üyeleri konferanstan sonra yıllık genel kurul toplantılarına yapacaklar. Biz bu organizasyonu yaparken hedeflerimizden bir tanesi de İstanbul’u bu işin merkezine koymak ve bu alanda öncü olmasını sağlamaktır.” şeklinde konuştu
“Helal ve Tayyib ürünler inanan herkesin ihtiyacıdır”
Yapılan konferansın Müslümanların derdi olan helal ve tayyib ürün ihtiyacının karşılanması olduğunu belirten GİMDES Yönetim Kurulu Denetçisi Ersan Ergür, helal ve temiz ürünlerin sadece Müslümanların değil gayri Müslimlerin de ihtiyacı olduğunu söyledi.
Ergür, “Müslümanlar bütün insanlığın ihtiyacına çözüm olacak hem kendi ihtiyaçlarını hem de helal ve tayyib olan ürün arayışlarını sürdürmektedir. Bu maksatla Dünya Helal Konseyi’nin (WHC) düzenlemiş olduğu ’10’uncu Uluslararası Helal ve Tayyib Ürünler Konferansı’na GİMDES ve WHC ev sahipliği yapmaktadır. Burada Müslümanların helal ve tayyib ürünler üzerine nasıl bir ürün sistemi geliştirmesi gerektiği, Müslümanları ve insanlığın doğal, temiz ve besleyici ürünleri nasıl elde etmesi gerektiği üzerine akademisyenler görüş bildirmektedir. Bu konferansta, ürünlerin ülkeler arasındaki finansmanının nasıl yapılması gerektiği, ihracatın nasıl paylaştırılması gerektiği konuşulmaktadır.” dedi.
“Hayvanların besmeleyle kesilmesi helal kavramını taşıması için yeterli değildir”
“Bu konferansta öne çıkan diğer bir husus da, Müslümanların helal kavramı deyince sadece domuz ve alkolden arındırılmış ürünlerin olduğu akla geliyor” diyen Ergür konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Konferansta sadece bu ürünler değil ilaç ve eczacılık sektöründe de katkı maddeleri kullanılıyor. Bir besinin hazırlanışından mutfağımıza gelene kadar ki aşamada, tayyib kavramı içerisinde olması gerektiği vurgulandı. Sadece besmele ile kesilmiş olan bir ürünün helal kavramını taşımadığı, bu ürünün hazırlanmasından tutun soframıza gelene kadar ki katkı maddelerine vurgu yapıldı. Bunlar toplum içerisinde bilinmeyen hususlar. Bu hususlar bu toplantıda dile getiriliyor. Artık halkımız bilinçli olarak marketlere gittiğinde bu tür ürünleri arıyorlar. Gerek kozmetik, gerek gıda ve gerek ilaç sektöründe bu şekilde bir arayış içerisine girdiklerini görmekteyiz.”
“Gayrimüslim ülkeler ürünlerimize sahip çıkarak ürünlerimiz üzerinden ticari rant sağlıyorlar”
Müslümanlar kendi ürünlerine sahip çıkmadıkları için başka ülkelerin, Müslümanlara ait olan ürünlere sahip çıkarak, ticari rant elde ettiklerini belirten Ergür, konuşmasını şu şekilde noktaladı;
“Şu anda Türkiye olarak bütün İslam dünyasında öncü olduğumuzu ilan ediyoruz. Bugün Suriye’de yapılan askeri harekâtta Türkiye’nin ümmetin umut ışığı olduğu vurgulanıyor. Biz de Türkiye’nin ümmetin kurtarıcısı olduğundan dem vuruyoruz. Hâlbuki ümmetin elinden alınan helal ve tayyib ürünler olduğunu görüyoruz. Bugün bir katılımcı olarak baktığımızda bu konferansa ABD, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerden katılımcıların olduğunu görüyoruz. Ancak bugün ümmetin lideri olduğu iddia edilen ülkenin idarecilerinin katılmadığını, yerel yönetimden insanların dahi katılmadığını, sadece birer telgrafla katıldıklarını görüyoruz. Biz bugün bunun eksikliğini hissediyoruz. Devletin her ne kadar helal ve tayyip ürüne el atmasını doğru bulmazsak da helal ve tayyip ürünlerinin bütün inanan insanlara ulaşması için yol açması gerektiğine inanıyoruz. Devlet yetkililerinin burada olup bu konferansa katkı vermesi, halkın da bu noktada netice almasını hızlandıracaktır. Devlet yetkililerinin burada olmaması ticari sektörün de burada olmamasına sebep oluyor. Devlet yetkililerinin burada olmaması, konferansın sönük geçmesine sebep oluyor. Maalesef İslam ülkelerinin haricinde gayrimüslim ülkelerin ürünlerimizi sahip çıktığını ve bizim ürünlerimiz üzerinden ticari rant sağlamalarına imkan vermiş oluyoruz.”
Sadece ilk günü basına açık olarak gerçekleştirilen konferans, geri kalan günlerde yapılacak olan toplantılarla devam edecek. (Nizamettin Aşkın- İLKHA)