Helal Platform Yaşam Kutsaldır
Bir Ramazan ayını daha orucuyla, teravihiyle ibadeti ve sevaplarıyla inşallah dolu dolu geçirdik.
Artık yavaş yavaş Ramazan ayı bahar mevsimine kaymaya başladı. Önümüzdeki yıl Haziran ayında sadece 5 gün oruç tutacağız. Bilmeyenler için açıklamakta fayda var Hicri yani Ay takvimine göre belirlenen Ramazan ayı günümüzde kullanılan miladi takvime göre yılda 11 gün daha kısa. Bu da her yıl Ramazan ayının bir önceki yıla göre 11 gün geriye gitmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla orucu da 33 yılda bir aynı mevsimde tutmamızı sağlıyor.
15-20 yıl öncesinde oruç tutanlar bilecektir Ramazan ayı kış mevsimine denk geliyordu yani günlerin en kısa gecelerin en uzun olduğu, imsak ve iftar saatlerinin birbirine en yakın olduğu dönemler.
Şimdi küçük bir hesaplamayla Ramazan ayının en kısa imsak vakitlerinin yaşandığı günlere denk geldiği zamanları izah edelim.
Günlerin en kısa olduğu tam zaman 21 Aralık olduğu biliniyor. Yılda 11 gün farktan yaklaşık 140 günlük farkı tamamlayınca yani 12 yıl sonra 21 aralıkta oruç tutmuş olacağız.
En kısa oruç kaç saat olacak?
Bu yıl 3:30 ile 20:30 (İstanbul imsakiye hesabı) ortalama saatleri arasında oruçlar tutuldu. Seneye 2019’da imsakiye bu saatlerden biraz daha kısa olacak. Yaklaşık 17 saat oruçlu olarak geçirdiğimiz zaman 12 yıl sonra Ramazan ayı kış mevsiminde en kısa imsak vakitlerinin yaşandığı 21 Aralıkta İmsak: 6:45 iftar 17:47 şeklinde olacak. Yani İstanbul imsakiyesine göre ortalama 11 saat oruç tutulmuş olacak.
Geçen yaz saati uygulamasının kaldırılmasıyla bu süre 11 saate kalmış oldu. Yaz saati devam etmiş olsaydı oruç tutma toplam saati değişmese bile imsak 5:45 ve iftar saati 16:47 olacaktı.
1990’ların imsakiyesini yaşayanlar bilirler…
Öğlencilerin der çıkış saatleri okuldan okula değişse de ortalama 18:00 civarı paydos edilirdi.
Tutmayanlar da olurdu ama oruç tutanlar yanında iftar için ekmek arası bir şeyler getirirdi. Yada kantinden yerdi bir şeyler. Herkes yemeğini paylaşırdı birbiriyle.
Herkesin önünde su, meyve suyu ve kantinden alınan poğaça, simit olurdu. Daha ezan okumasına 20 dk kala sınıfta kaynamalar başlardı. Ezan okunurken sınıfa yayılan sevinci herkes hatırlayacaktır.
Bazen anne ya da babanın “iftara davetliyiz hocam, bizim kızı alsak olur mu” diyerek erken alırlardı okuldan iftar sevinci ikiye katlanırdı. Ömrümüz olursa 12 yıl sonra bu sevinci inşAllah çocuklarımızla birlikte yaşayacağız.
