Alzheimer hastalığı, günümüzde 60 yaş üstü bireylerde daha sık rastlanan ve beyin hücrelerinin yavaş yavaş kaybedilmesi durumuyla baş gösteren bir nörolojik hastalık türüdür. Yaşlı nüfusun arttığı ülkelerde yaşlanmayla ilgili hastalıklarda da artış gözlenmektedir. Türkiye de 2000’li yıllardan itibaren yaşlı nüfusun arttığı ülkeler arasına girmiştir. 2023 yılına kadar ülkedeki yaşlı nüfusun %10,3’e ulaşması beklenmektedir. 2012-1017 yılları arasında, Türkiye’de gerek yaşlı nüfusta gerekse demans türü hastalıkların görülme sıklığında artış gözlemlenmiştir. Bu da toplumda Alzheimer hastalığının görülme sıklığının artması anlamına gelmektedir.
2017 yılında Türkiye’de yapılan çalışmaya göre, 2017’de toplam 13.600 kişi Alzheimer nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bunların 7901’i kadın 4999’u erkektir. Dünyada ise bugün ortalama 44 milyon civarında Alzheimer hastası bulunmaktadır ve her yıl 7 milyondan fazla kişi Alzheimer hastalığına yakalanmaktadır. 2030 yılında 75,6 milyon, 2050 yılında ise 135,5 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı düşünülmektedir.
Alzheimer hastalığının en önemli nedenlerinden biri yaşlılıktır fakat bunu takip eden farklı nedenler de bulunmaktadır. Bunlar; bazı damar hastalıkları, genetik faktörlerle ailede alzheimer hastalığı bulunan bireyler olması, geçmişte yaşanan depresyon ve travmalar, obezite, uyku düzeni bozukluğu, sigara kullanımı ve beslenme bozukluğu gibi nedenler şeklinde sıralanabilir.
Alzheimer Hastalığı Evreleri Nelerdir ?
Alzheimer hastalığı, görülen semptomlar ve hastalığın seyri açısından üç evrede ele alınır. Bunlar; erken evre, orta evre ve ileri evre dönemleri olarak sınıflandırılmaktadır. Bu aşamaları biliyor olmak hem hastalık sahibi kişi tarafından hem de hastaya bakacak kişiler açısından elzemdir. Çünkü, hastanın nasıl bakılacağına karar verilmeli ve bu konuda bir planlama yapılmalıdır.
Alzheimer hastalığının ilk dönemi olarak karşımıza çıkan erken evre döneminde, belirtiler oldukça hafiftir. En önemli belirtilerden unutkanlık durumu bile yaşlılığa bağlanarak gözden kaçabilmektedir. Bu dönemde alzheimer hastası kişi bağımsız olarak yaşamını sürdürebilir ve herhangi bir yaşamsal fonksiyonuna engel olabilecek bir durumla karşı karşıya kalmaz. Erken dönem evresinde yaşanan belirtiler; tekrar tekrar aynı soruların sorulması, zaman kavramının silikleşmesi, bazı isimleri hatırlamakta zorluk çekilmesi, dil becerilerinde gerileme ve sinirlilik hali şeklinde sıralanabilir. Bu evrede görülen belirtiler, hastalık sahibi kişi veya yakın çevresi tarafından genellikle uykusuzluğa veya yorgunluğa da bağlanabilmektedir.
Orta evrede ise belirtiler netleşmeye başlar. Doktorlar tarafından en net tanı konulan evre ise orta evredir. Bu aşama genellikle uzun seneler boyunca sürebilmektedir. Erken dönem belirtilerine ek olarak orta evrede görülen belirtiler; okuma-yazma-konuşma gibi becerilerde zorluk çekme, öfke patlamaları, içe kapanık ruh hali, kendi yaşantısıyla ilgili basit olarak tanımlanabilecek ayrıntıların hatırlanmaması, uyumsuz davranış biçimi şeklinde özetlenebilir.
Alzheimer hastalığının son evresi olarak ise ileri evre olarak adlandırılan aşama karşımıza çıkmaktadır. Bu evrede hastalar çoğunlukla bakıma muhtaç hale gelmektedir. Hastalar, yaşamsal işlevlerinin (beslenme, giyinme, tuvalet ihtiyacı, yıkanma vs.) tamamında başkalarına bağımlı halde yaşamaya başlamaktadırlar. Bu evrede en sık görülen durumlar ise; konuşma yetisini kaybetmeye başlama, idrar kaçırma, algılamada güçlük ve ciddi fiziksel sorunlar şeklinde sıralanabilir. Aynı zamanda bu evrede hastalar, artık tamamen yatağa bağımlı hale gelmiş olmaktadırlar. Bu nedenle gereken önerileri uygulamak önemli olacaktır.