Balkan Savaşları ve Edirne’nin Kurtarılması
19.yüzyıl Osmanlı Devleti için tam bir buhran dönemi olmuştur. 1830 yılında Edirne Antlaşması ile Yunanistan Osmanlı’dan bağımsızlığı kazanmış, aynı yıl emperyalist Fansa Cezayir’i işgal etmiş, Fransız İhtilali’nin etkisiyle başta Balkanlar olmak üzere birçok Osmanlı bölgesinde isyanlar başlamış ve 1878 tarihli Berlin Antlaşması ile Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olurken Bulgaristan üçe ayrılarak özerk bir krallık haline gelmiştir.
1908 yılına gelindiğinde ise Resneli Niyazi’nin Manastır’da dağa çıkması ile İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin dönemin padişahı 2. Abdülhamit Han üzerindeki baskısını artırmıştır. Baskılara dayanamayan II. Abdülhamid Han 24 Temmuz’da Kanuni Esasi’nin tekrar yürürlüğe koyulmasına karar vermiştir. Bu sırada Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i ilhak etmesi, Yunanistan’ın Girit’i işgal etmesi ve Bulgaristan’ın bağımsızlığını kazanması Balkanlardaki ortamı iyice germiştir.
Siyasi birliğini geç tamamlayan ve sömürge yarışına katılmak isteyen İtalya 1911 yılında güçsüz gördüğü Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprağı Trabkusgarp’ı (Libya’yı) işgal ederek, Tunus ve Cezayir’e hakim olan Fransa ile Mısır’e ele geçiren İngiltere’nin tam ortasına yerleşmeyi hedeflemişti.
1. Balkan Savaşı (1912)
Trablusgarp Savaşı’nda İtalya’ya karşı karadan destek veremeyen Osmanlı Devleti deniz gücünden de yoksundu. Buna rağmen sonradan Binbaşılığa terfi edecek olan Yüzbaşı Mustafa Kemal, Binbaşı Enver Bey Kurmay ve Albay Neşet Bey gibi gönüllü subaylar gizlice bölgeye giderek Müslüman halkı işgale karşı örgütlemişlerdir. Ne var ki On İki Ada ve Rodos’u kuşatan İtalya Osmanlı’yı barışa zorlama çabasından geri durmamıştır.
Bu kaos ortamını fırsata çevirmek isteyen Balkan devletleri (Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ) ise, Osmanlı’nın Balkan topraklarını ele geçirmek için aralarında birleşmeye çalışıyorlardı. 2. Katerina döneminden bu yana Boğazlara yerleşmeyi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkan topraklarını ele geçirerek Slav İmparatorluğu kurmayı nihai hedefi haline getiren Rusya da Balkan ülkeleri arasındaki bu ittifak çabalarına doğruda destek vermiştir.
Bulgaristan – Sırbistan; Avusturya, Osmanlı ve Romanya ile yapılacak savaş konusunda, Bulgaristan – Yunanistan; Girit konusunda, Karadağ – Sırbistan ise İşkodra konusunda anlaşmaya varmışlardı. Kriz ortamından yararlanmak isteyen Balkan Devletleri, 18 Ekim 1921’de Osmanlı’ya savaş ilan ettiler.
Savaş sonunda düzenlenen Londra Konferansı’na İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu, Rusya ve İtalya katıldı. Londra Konferansı kararları ile Osmanlı Devleti Batı Trakya, Doğu Trakya (Edirne, Kırklareli), Ege Adaları, Makedonya, Arnavutluk, Selanik gibi birçok yeri kaybetmiş, yeni Balkan sınırı midye enez hattı olmuştur. Konferans sonunda Osmanlı, Midye – Enez hattının batısını kaybetmiş, Arnavutluk bağımsız olmuş, Yunanistan Yanya’ya ve Sırbistan da Kosova’ya hâkim olmuştur.
Şükrü Paşa’nın 1. Balkan Savaşı’nda, Edirne’de vermiş olduğu mücadele ve göstermiş olduğu sabır takdire şayandı. Bulgar komutanı Ferdinand, Edirne’yi 5 ay süren kuşatma sonunda güçlükle teslim alabilmişti.
- Balkan Savaşı ve Edirne’nin Kurtarılması (21 Temmuz 1913)
1.Balkan Savaşı’nda Bulgaristan’ın hak ettiğinden çok toprak aldığını düşünen ilk savaşın müttefikleri (Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ) yanlarına Romanya’yı da alarak Bulgaristan’a savaş açtılar. Bu fırsatı değerlendiren Osmanlı ordusu Enver Paşa’nın komutasında 21 Temmuz 1913’te Kırklareli, Dimetoka ve Edirne’yi düşmandan geri aldı. 18 Temmuz’da yapılan bu operasyonun harekat planı ise 8 Şubat’ta Şarköy çıkartmasını ve Bolayır taarruzunun koordinasyonunu sağlayan, 1 Mart itibariyle de Yarbay rütbesine terfi ettirilen Mustafa Kemal tarafından hazırlanmıştır.