EVİNİZ NEFES ALMAYA BAŞLASIN
İnsanlık doğadan kopup betondan bir kutu içerisinde yaşamaya karar verdi. Bu kararın ana sebepleri güven ve konfordu. Davetsiz misafirlere kapanan sağlamca bir kapı, saniyeler içerisinde çeşmeden akan sıcak suyumuz, dışarıda tufan kopsa bizi tüm gücüyle koruyan pencerelerimiz ve daha nicesi. Bu karar avantajlarının yanı sıra bazı şeylerden vazgeçmemiz gerektirdi. Büyük şehirleri düşündüğümüzde öncelikle doğadan vazgeçmek gerekiyordu. Doğadan kopmak o zamanlar için zor gelmiş olsa da zamanla buna alıştık. Nesiller geçtikçe de bu artık normal bir durum haline geldi. Konforumuz arttı, evlerimiz akıllandı, teknolojinin gelişmesi sayesinde istersek evden çıkmadan bile bütün ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek hale geldik.
evinize nefes aldırın
Ama doğaya olan özlemimiz genetik bir kod gibi hiç değişmedi. Hep çiçek desenli nevresimlerimiz oldu, koltuklarımızı gül figürleriyle kapladık, halılarımızda minik laleler vardı ve duvar kağıtlarımızda kocaman deve tabanı figürleri. Fakat tabi ki bunun bizi tatmin etmesi beklenemezdi. O yüzden onları hiçbir zaman yanımızdan ayırmadık. Gel gelelim doğada bulduğumuz huzuru yakalayabilmek mümkün değildi. Ama en azından onun bir parçasının bizimle birlikte yaşamasına izin vermeli, esen rüzgar ile çıkan yaprak hışırtıları olmasa da evde bitkilerin birbirlerine fısıldamalarını dinleyebilmeliydik.
Başlangıç Noktamız; Balkonlarımız.
Bitkilerimiz için ilk durak tabii ki balkonlarımız. Balkon demirlerimize asacağımız saksılar bize bu konuda çok yardımcı olmakta. Burada özellikle dikkat edeceğimiz iki nokta var. Birincisi uygun bitkinin seçimi, ikincisi ise saksımızın fazla suyu biriktirecek özellikte olması. Astığımız kısım evde en fazla güneş alacak yer olduğundan dolayı güneşe dayanıklı çiçekler seçmemiz gerekiyor.
Dokunulmazlığa Sahip Miniklerimiz; Kaktüslerimiz..
Şüphesiz ki evimizde bizim en az çabamızla hayatta kalabilecek minik dostlarımız; kaktüslerimiz. Çöllerde devasa boyutta olduklarını gördüğümüz kaktüsler bizim dünyamızda ise cebimize sığacak boyutta. Üzerleri genellikle dikenlerle kaplı olmasına rağmen bir o kadar da sevimliler. Bakımı kolay bitkiler sınıfına sokabileceğimiz kaktüsler gövdelerinde bol miktarda su depoladıklarından suya çok az ihtiyaç duyarlar. Minik boyutlarından dolayı çalışma masamızda, rafta duran kitaplarımızın yanında ve mutfak penceremizin önüne sıraladığımız bibloların arasında varlığını usulca sürdürebilir.
Salonu Onlar Sahiplensin
Salon için bitki seçimi aslında üzerinde detaylı bir şekilde düşünmemizi gerektirir. Planlayıp karar vermemiz gereken üç ana etmen vardır; bitkilerimizin duyacağı ışık miktarının karşılanması, bitkilerin büyüklüğü ve miktarı. Salonumuzun, evimizin en büyük kısmı olduğunu düşünürsek bu alandaki dekorasyon tercihimizden sonra arta kalan boşlukları salon bitkilerimizle tamamlayabiliriz. Kanepelerin yanlarındaki boşluklar veya televizyon ünitesinin yanı büyük boy bir salon bitkisi için idealdir. Mesela boyu 2 metreye kadar uzayabilen tropikal bir bitki olan salon palmiyesi. Veya eşsiz güzellikte, kalın, parlak ve muntazam yapraklarıyla gözünüzün önünde günden güne büyüyen bir kauçuk. Ya da yapraklarının tropikal rüzgarlardan dolayı kırılmaması için üzerlerinde hava kanalları açmış olan muhteşem deve tabanı bitkisi. Tüm bu güçlü karakterli salon bitkileri yıllarca size eşlik edecekler. Siz yeter ki onlara gerekli gün ışığını, düzenli olarak suyunu ve çok sık olmasa da destek için gerekli mineralleri verin. Tabi tropikal bitkilerinizin yapraklarına ara sıra spreyle su sıkarak onu daha da mutlu edebilirsiniz.
Salonunuz veya oturma odalarınız için masa, sehpa, komodin gibi eşyalarınızın üzerinde ortamı birden canlandıracak iç mekan bitkileri de büyük arkadaşlarına eşlik edeceklerdir. Asıl adı fujer olan gösterişli aşk merdiveni, parlak ve ilginç yaprak yapısıyla radermachera veya olanca ihtişamıyla evinizin havasını bir anda değiştirecek rengarenk orkideler buna çok müsait.