Enflasyon, paranın değerinin düşmesi ve fiyatlarının toptan yükselmesi sonucunda ortaya çıkan ekonomik süreci ifade eden bir kavramdır. Dışa bağımlılığı olan ülkelerin enflasyonu şiddetli olarak hissetmesi ise kaçınılmaz bir durumdur.
Ülkemizde Enflasyon, Ocak ayı geldiğinde yüzde 50’ye yükseldi. Son üç ay içinde yüzde 20’lerden yüzde 50’lere çıkan, sene başında yapılan gelir zamlarını bir ay olmadan yutan, çok hızlı ve çok ciddi bir fakirleşme süreci ile karşı karşıyayız. Enflasyon yükselirken, halkın alım gücünün hızla azalması, alt gelir grubundan olan insanlarımızı yoksullaştırmıştır. Pandemi öncesi dönemde de enflasyonun çok önemsenmemesi maalesef ülkemizi önemli bir açmaza sokmuştur. Ancak enflasyonun yükselmesi hızla yoksullaşan halkımızın katlanmak zorunda kaldığı maddi ve manevi kayıpları telafi edebilmek çok önemli ve de gerekli bir eylem.
2022 Ocak ayınca %50 olan enflasyonun 5 ay sonunda Haziran’da %78’e yükselmesi durumların çok da iç açıcı olmadığını gösteriyor. Ancak, Temmuz ayı ile birlikte özellikle Kurban Bayramı öncesinde maaşlara yapılan zamlarla durumun dengelenmeye çalışılması da vatandaşlarımıza biraz olsun nefes aldırmışa benziyor.
Enflasyon Öngörüleri
Önümüzdeki 1-2 yıl için farklı oranlarda enflasyon beklentilerinden söz edilmektedir. 2022 yılı Haziran ayı araştırmalarında 12 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirilmiştir. Bu bağlamda TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 30,07 ihtimalle yüzde 30,00 – 36,99 aralığında, yüzde 20,31 ihtimalde ise yüzde 37,00 – 43,99 bandında artış gösterebileceği öngörülüyor.
Nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, beklentilerin yüzde 30,00- 36,99 aralığında, yüzde 25,58‘inin beklentilerinin ise yüzde 37,00- 43,99 aralığında olduğu gözlendi. 2022 yılı Haziran ayı anket döneminde, 24 ay sonrasına ilişkin tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 27,11 ihtimalle yüzde 18,00- 21,99 aralığında, yüzde 23,26 ihtimalle ise yüzde 22,00- 25,99 aralığında artış yapacağı öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen rakamlar katılımcı sayısına ve beklentilere göre değişkenlik gösterebilir. Ancak, gerçeğe yakın bir analiz yapılabilmesi için, sahaya inerek halkın gözüyle gelir – gider dengesinin gözlemlenmesi gerekmektir. Nitekim çarşı ve pazardaki ürün fiyatları ile vatandaşların bu ürünlerin ne kadarını alıp – alamadığı konusu reel ekonominin aynası olacaktır.