Site icon Helal Platform

Manhattan Projesi

Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Kanada atom enerjisinin insanlar üzerindeki yok edici etkisini incelemek amacıyla İkinci Dünya Savaşı yıllarında ‘Manhattan Projesi’ adı verilen bir araştırma grubu kurmuştu. Şimdi bu grubun oluşumunu ve çalışmalarını açıklayacağız.

Manhattan Projesi

1939 Eylülü’nde Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi ile İkinci Dünya Savaşı resmen başlamıştı. İngiliz fizikçi Rudolph Pierls ve Otto Frisch birtakım hesaplamalar yaparak, patlama için gereken kritik kütlenin kilogram miktarının yeterli olabileceğini savundular. Ancak yapılan araştırmalar, beş kg nükleer bombanın tonlarca ağırlıktaki TNT’nin patlamasında açığa çıkan enerjiye denk bir enerji vereceğini ve yayılan radyasyonun canlılar için öldürücü olacağını ortaya koyuyordu. Ancak, Hitler için de benzer bir silahın geliştirilmeye çalışıldığı söylentileri de ortada geziyordu.

Peierls ve Frisc’in katkıları ile yayınlanan bir bildiri sonrasında 1940’ın başlarında, İngilizlerin bilim danışmanı Henry Tizard, Peiels ve Frish’in çalışmaları ile bir komite oluşturuldu. Tekelin de desteği sağlandı. Sonrasında bir proje ile atom bombasının üç yıl içerisinde yapılabileceği sürüldü.

ABD ise, itibarlı nükleer fizikçilerin Hitlerin hizmetinde atom bombası yapmak için çalışabilecekleri konusunda oldukça kaygılıydılar. Bu konuda Macar fizikçi Leo Szilard, ABD başkanı Franklin  Roosevelt’e  hitaben bir mektup yazdı ve mektubun dikkate alınması için de saygın bilim adamı Albert Einstein’a mektubunu imzalattı. Mektupta uranyumla nükleer zincirleme reaksiyonu sağlayarak hayli büyük enerji üretilebileceğinden bahsediyor ve böylece çok güçlü bir bombanın yapılabileceğini vurguluyordu. Nihayetinde Roosevelt emir vererek bir danışma kurulu kurdurdu.

Amerika Bilimsel Araştırma ve Gelişme Ofisi Başkanı Vannevar Bush, 1941 Aralık ayında projenin planlanması ve izlenmesi için göreve getirildi. Projeye göre zincir reaksiyonu, silah teorisi, izotop ayrıştırma metotları, parçalanabilir materyallerin özellikleri ve sanayi ölçekli üretimin planlanması gibi aşamaların şekillendirilmesi gerekliydi. Bu kapsamda ordunun mühendisleri, bomba için gerekli olan araçların üretileceği yapıları inşa etmeleri için yetkilendirildi. Adı geçen bu mühendisler için Manhattan, NewYork’daki ofis merkezlerine de bir kod verildi: Manhattan Projesi işte bu koddu.

Manhattan Projesi ’nde halkın içinden gelen eğitimsiz kadınların çalışmasına fazlaca ihtiyaç vardı. Ailelerinin yaşadıkları yerin değiştirilmesi pahasına kadınlar bu projede çalışmak için başvuruda bulunuyorlardı. Kadınlar çok zor ve kısıtlı şartlarda çalışmak zorunda kaldılar. Buna rağmen burada çalışmanın bir vatani görev olduğunu zannediyorlardı. Bu düşünceyle Manhattan Projesi içerisinde binlerce kadın görev yaptı.

Takriben yüz kişilik bir gruplar topluluğuyla başlayan çalışmalarda, sonradan her dokuz ayda bir çalışan sayısı iki katına çıkmıştı. 1944 yılına gelindiğinde yalnızca bir bir olasılık olarak bahsedilen bomba, yüz yirmi binden fazla çalışanı olan büyük bir proje haline gelmişti. 16 Temmuz 1945’e gelindiğinde Trinity adı verilen ilk nükleer test teknolojisinin komuta merkezi Alamogordo’da yapılmıştır. Burada yapılan denemeden yalnızca birkaç hafta sonra ABD tarafından Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmıştır.

Exit mobile version