Kime fanatik dersiniz?
Fanatizm Nedir?
Bu tanımı genellikle futbol takımlarını deli gibi destekleyen erkekler için kullanırız. Fanatik birini hayal edince aklınızda nasıl biri canlanıyor? Elinde satır veya sopa, yüzünde boya olan bağırıp çağıran erkekler. Fanatikliğin anlamına baktığımızda, bir markaya, insana, düşünceye yüksek sempati ve sevginin duyulması.
Eğer bir siyasi görüşe, müzik grubuna, ünlüye, düşünceye fanatiklik derecesinde sevgi duyarsanız, göreceksiniz ki yaptığınız bu seçim başka şeylerden vazgeçmenize sebep olacaktır. Özellikle sosyal medyanın hayatımızın merkezinde olması sebebiyle fan kavramını daha sık duymaktayız. Yarışmalarda yarışan yarışmacılar için fan hesapları açılıyor, diğer yarışmacıların “fan” gruplarıyla kavga ediliyor. Halbuki o bu durum yarışmacıların umurunda olmazken, özellikle genç yaşta olan insanlar kendilerine hiçbir faydası olmayan, sadece televizyonda belirli kesitlerini gördüğü bir insan için saatlerini harcıyor. Bu fan türü biraz daha futbol fanatikliğine benzerdir. Futbol takımları yerine insanları koyarız.
Diğer fanatizmse düşünce fanatizmidir. Bu fanatizm türü en tehlikeli olandır çünkü yarışmalar, futbol maçları günlük yaşantımıza mesleğimize genellikle sıçramayan konulardır. Birini işe alırken kimse hangi takımı destekliyorsun falanca yarışmada hangi yarışmacıyı destekledin diye sormaz. Kendi düşüncesine veya başkasının düşüncesine fanatik olan biri bu düşünceye göre hayatını yaşar, kararlarını verir, evleneceği insanı bile bu düşünceyi temel alarak seçebilir. Çünkü her an futbol maçı, yarışma olmaz veya ünlü birini görmezsiniz fakat her an düşünebilirsiniz. Düşüncelerimize göre karar verip hayatımızı yaşarız. Bir düşünceye, fikre körü körüne kapıldığınızda diğer tüm fikirlerin hayatınıza vereceği faydaları kendi isteğinizle itmiş olursunuz. Çünkü her şeyin fazlası zarardır. Yaşam kaynağımız olan suyun bile fazlası zararlı hatta ölümcül olabilirken bir düşüncenin fazlası sizi öldürmez ancak bir kere geldiğiniz bu dünyada yanlış kararlar vermenize, hayatınıza katkı sağlayacak şeylerden mahrum kalmanıza sebep olur.
Peki ne yapmalıyız?
Bir fikri, düşünceyi, olayı, kişileri, takımları, ünlüleri hayatımızın merkezine koymamalıyız. Başarılı insanlara baktığınızda onları başarılı yapan çalışmaları 30-35 yaşlarından önce yapmışlar. Şu an hayatı başkaları için yaşayarak gelecekte başarılı olan, fark yaratan biri olamazsınız çünkü düşünceleriniz içerisinde tamamen başkalarından kopya fikirler vardır. Hangi alanda çalışırsanız çalışın, kendi fikirlerinizi üretmek özgün olmak başarıyı getirir. Hayatı mutlu yaşamak, doğru kararlar vermek için farklı düşünceler, bakış açılarından bize doğru olanlarını seçmeliyiz. Her seçim bir vazgeçiştir ve bu hayatta hiçbir şeyden vazgeçmenize gerek yoktur. Bu nedenle fanatiklik konusunda daha sakin yaklaşmak gerekir.